top of page
xff.jpg

HUKUK YARGILAMASINDA ISLAH

HUKUK YARGILAMASINDA ISLAH

Islah, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 176 ve devamında düzenlenmiÅŸ usuli bir iÅŸlemdir. Taraflar gerekli giderleri karşılamak ve süresinde baÅŸvurmak suretiyle ıslah kurumu ile usuli iÅŸlemlerin kısmen veya tamamen düzeltilmesini talep edebilirler.

​

Hukuk yargılamalarında ‘’iddianın ve savunmanın geniÅŸletilmesi yasağı’’ ilkesi yer almaktadır. Bu yasak tarafların dilekçelerindeki iddia ve savunmalarında deÄŸiÅŸiklik yapılmasının önüne geçmektedir. Islah ise bu durumun istisnası niteliÄŸinde olduÄŸundan, taraflar deÄŸiÅŸiklik yapmaya ihtiyaç duyması halinde ıslah kurumu aracılığıyla iddia ve savunmalarını geniÅŸletebilir veya deÄŸiÅŸtirebilirler. Ä°ddia ve savunmayı deÄŸiÅŸtirme ya da geniÅŸletme sayılmayan hallerde veya karşı tarafın geniÅŸletme ve deÄŸiÅŸtirmeye rıza gösterdiÄŸi hallerde ise ıslaha baÅŸvurmaya gerek olmadığı açıktır. 

​

DAVANIN TAMAMEN ISLAHI NEDÄ°R, TAMAMEN ISLAH MÜMKÜN MÜDÜR?

Davanın tamamıyla ıslah edilmesi mümkündür. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 180 hükmü ile düzenlenmiÅŸtir. Davasını tamamen ıslah ettiÄŸini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.

​

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/141 Esas, 2021/1417 Karar Sayılı ilamında;

​

‘’Tamamen ıslahta davacı, davasını baÅŸtan (dava dilekçesinden) itibaren ıslah eder ve bir hafta içerisinde yeni bir dava dilekçesi verir (HMK m. 180). Davanın tamamen ıslahı yoluna, dava dilekçesinden (dava dilekçesi dahil) itibaren (HMK m. 179/2 de sayılanlar hariç) bütün usul iÅŸlemlerinin yapılmamış sayılması için baÅŸvurulur (HMK m. 179/1). Bu hâlde dava dilekçesinden itibaren yapılmış olan usul iÅŸlemlerinin (HMK m. 179/2 de sayılanlar hariç) tamamının yapılmamış sayılması (ıslah edilmesi, düzeltilmesi) söz konusu olduÄŸu için buna davanın tamamen ıslahı denir. BaÅŸka bir anlatımla davacı tamamen ıslah ile yeni bir dilekçe vererek davasını baÅŸtan itibaren usule müteallik bütün iÅŸlemlerini deÄŸiÅŸtirebilir.

​

Yani davacı bu yolla dava sebebini ve talep sonucunu tamamen deÄŸiÅŸtirip geniÅŸletebileceÄŸi gibi, davalı da tam ıslah ile savunmasını tamamen deÄŸiÅŸtirip geniÅŸletebilecektir. Bunun doÄŸal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriÄŸi deÄŸil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriÄŸi nazara alınarak araÅŸtırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekecektir.’’

​

DAVANIN KISMEN ISLAHI NEDÄ°R, KISMEN ISLAH MÜMKÜN MÜDÜR?

Davanın kısmen ıslah edilmesi mümkündür. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 181 hükmü ile düzenlenmiÅŸtir. Mahkeme tarafından kısmen ıslaha baÅŸvuran tarafa, ıslah ettiÄŸi usul iÅŸlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen iÅŸlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.

​

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/4622 Esas, 2021/5314 Karar Sayılı ilamında;

​

‘’6100 sayılı HMK 176. maddesi hükmüne göre ıslah, taraflardan birinin yapmış olduÄŸu bir usul iÅŸlemini tamamen veya kısmen düzeltmesidir. Netice-i talebin arttırılması HMK 181 maddesi hükmüne göre kısmi ıslah niteliÄŸinde olup, kısmen ıslaha baÅŸvuran tarafa, ıslah iÅŸlemini yapması için bir haftalık süre verilmesi, bu süre içinde ıslah edilen iÅŸlem yapılmazsa ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilmesi gerekmektedir. Somut uyuÅŸmazlıkta, fazlaya iliÅŸkin hakların saklı tutulması kaydıyla 50.000,00 TL'nin tazmini istemi ile açılan davada, davacı vekilince bozmadan sonra 14.03.2018 tarihli dilekçe ile ıslah harcı da yatırılarak dava deÄŸeri 33.541,96 TL daha arttırılmak suretiyle dava kısmen ıslah edilmiÅŸtir.’’

​

DAVA NASIL VE HANGÄ° SÜREDE ISLAH EDÄ°LÄ°R?

Davanın tarafları, mahkemenin veya karşı tarafın onayı yahut kabulü olmaksızın, tek taraflı irade beyanı ile ıslah hakkını kullanabilir. Bu nedenledir ki taraflar sadece kendi yapmış oldukları usulü iÅŸlemlere karşı ıslah yoluna gidebilirler. Ancak taraflar ıslah hakkını yalnızca bir kez kullanabileceklerdir.  Davayı kısmen veya tamamen ıslah ettiÄŸini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde ıslah edilen iÅŸlemi yapmalıdır. Aksi halde ıslah hiç yapılmamış ve ıslah hakkı kullanılmış sayılacaktır.

​

ISLAHIN SONUÇLARI NELERDÄ°R? ISLAHA KONU EDÄ°LEMEYECEK Ä°ÅžLEMLER NELERDÄ°R?

Islahın etkisi Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 179 hükmü ile düzenlenmiÅŸtir. Islah, bunu yapan tarafın teÅŸmil edeceÄŸi noktadan itibaren, bütün usul iÅŸlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doÄŸurur. Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkiÅŸi rapor ve beyanları, keÅŸif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiÅŸ olan veya henüz yerine getirilmemiÅŸ olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceÄŸini ıslahtan önce bildirmiÅŸ olması koÅŸuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. Åžu kadar ki, ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu iÅŸlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır.

​

ISLAH NE ZAMANA KADAR YAPILIR? BOZMADAN SONRA ISLAH YAPILABÄ°LÄ°R MÄ°?

Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. DuruÅŸmada sözlü yapılan ıslah tutanaÄŸa geçirilir. Islah eÄŸer yazılı yapılıyorsa duruÅŸmada veya duruÅŸma haricinde mahkemeye verilecek bir dilekçe ile yapılabilir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 177 hükmünde 22.07.2020 tarihinde yapılan deÄŸiÅŸiklik ile bozma ilamlarından sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.  Yargıtay’ın bozma kararından veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiÄŸinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata iliÅŸkin bir iÅŸlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz. Karşı taraf duruÅŸmada hazır deÄŸilse veya ıslah talebi duruÅŸma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneÄŸi haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.

​

KÖTÜ NÄ°YETLÄ° YAPILAN ISLAHIN SONUÇLARI NELERDÄ°R?

Islahın davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek gibi kötü niyetli düÅŸüncelerle yapıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa mahkeme, ıslahı dikkate almadan karar verir. Ayrıca hâkim, kötü niyetle ıslaha baÅŸvuranı, karşı tarafın bu yüzden uÄŸradığı bütün zararlarını ödemeye ve beÅŸ yüz Türk Lirasından beÅŸ bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm eder.

 

Bozmadan Sonra Yapılan Islah İşlemine İlişkin Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/196 Esas, 2021/36 Karar, 13.09.2021 tarihli Kararı;

​

‘’6100 sayılı HMK'nın 141/1. maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar deÄŸiÅŸtirebilecekleri düzenlenmiÅŸtir. Bu madde uyarınca tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aÅŸamasında ancak karşı tarafın açık muvafakati ile ön inceleme duruÅŸmasında taraflardan birisi gelmez ise gelen tarafın, karşı tarafın muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmanın geniÅŸletilmesi yahut deÄŸiÅŸtirilmesi mümkündür. Yine HMK’nın 144/2. maddesinde, iddia ve savunmanın geniÅŸletilip deÄŸiÅŸtirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerinin saklı olduÄŸu belirtilmiÅŸtir. Bu anlamda ıslah, karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda yasağın baÅŸladığı andan itibaren iddia ve savunmaları deÄŸiÅŸtirme noktasında taraflar için tek çare olmaktadır.


Kavram olarak ıslah; taraflardan birinin yapmış olduÄŸu usul iÅŸleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesidir (6100 sayılı HMK. m. 176). Taraflar ihmal, unutma, yetersiz bilgi ve benzeri sebeplerle eksik ya da hatalı ÅŸekilde iddia ve savunmada bulunmuÅŸ olabilecekleri gibi, yargılama sırasında meydana gelen geliÅŸmeler neticesinde de yargılamanın başında sundukları iddia ve savunmalarında deÄŸiÅŸiklik yapma ihtiyacı duyabilirler. Islah müessesesi, dava deÄŸiÅŸtirme, baÅŸka bir deyiÅŸle iddia ve savunmanın deÄŸiÅŸtirilmesi veya geniÅŸletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkandır. Zira bu suretle, aslında yasal itiraz ile karşılanabilecek olan herhangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumu yardımı ile artık bu itirazı davet etmeksizin yapılabilmektedir (ÜstündaÄŸ S: Medeni Yargılama Hukuku, C.I.II.B.5, Ä°stanbul 1992, s.534).

​

Islah, mahkemeye yöneltilen tek taraflı ve açık bir irade beyanı olduÄŸundan, yasal ÅŸartları yerine getirildiÄŸi takdirde, karşı tarafın ya da mahkemenin kabulüne baÄŸlı olmaksızın yapılabilir. Ä°ddia ve savunmayı deÄŸiÅŸtirme ya da geniÅŸletme sayılmayan hallerde veya karşı tarafın geniÅŸletme ve deÄŸiÅŸtirmeye rıza gösterdiÄŸi hallerde ıslaha baÅŸvurmaya gerek olmadığı açıktır. Davanın tamamen ıslahı mümkün olduÄŸu gibi kısmen ıslahı da mümkündür. Ancak ıslahın yapılması, Kanun uyarınca zaman bakımından sınırlandırılmış ve HMK'nın "Islahın Zamanı ve Åžekli" baÅŸlıklı 177. maddesinin 1. fıkrasında tahkikatın sona ermesine kadar ıslahın yapılabileceÄŸi düzenlenmiÅŸtir. Bu noktada yargılamanın hangi aÅŸamasına kadar ıslahın mümkün olacağını belirleyebilmek için tahkikat evresinden bahsetmek gerekmektedir. Zira ıslahın zaman bakımından sınırı, bozmadan sonra ıslahın yapılıp yapılamayacağı ile doÄŸrudan ilgilidir.

Tahkikat, HMK’nın 147. maddesi uyarınca ön inceleme aÅŸamasının tamamlanmasından sonra baÅŸlamaktadır. Bu anlamda tahkikat evresinde iÅŸin esasına girilerek delillerin deÄŸerlendirilmesi sonucu bir karar verilmek üzere taraflar duruÅŸmaya davet edilir. Bu yönüyle tahkikat evresi, yargılamanın en önemli ve uzun aÅŸaması olarak nitelendirilmektedir. Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını saÄŸlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceÄŸi hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (Madde 186). HMK’nın 184. ve 185. maddeleri gereÄŸince tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında Mahkeme, tahkikatın bittiÄŸini taraflara tefhim eder ve bu tefhim ile tahkikat aÅŸaması sona erer.

​

Bununla birlikte, bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hususu Yargıtay Hukuk Daireleri ve öÄŸreti arasında tartışmalı bir hususken, 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile deÄŸiÅŸen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesinde bozmadan sonra ıslah konusuna açıklık getirilmiÅŸtir. Bu maddeye göre; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiÄŸinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata iliÅŸkin bir iÅŸlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” düzenlemesine yer verilmiÅŸtir.

​

Bu baÄŸlamda açıklanması gereken bir diÄŸer husus ise usuli kazanılmış hak kavramıdır. Usuli kazanılmış hak, bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduÄŸu bir usul iÅŸlemi ile taraflardan biri lehine (diÄŸeri aleyhine) doÄŸmuÅŸ ve kendisine uyulması zorunlu olan haktır. Usul hukukunun temel prensiplerinden birisi olan usuli kazanılmış hak kavramı, gerek HUMK, gerekse HMK’da düzenlenmemesine raÄŸmen gerek öÄŸretide gerekse uygulamada kabul edilmiÅŸtir.
Yargıtay’ın bozma kararı nedeniyle kazanılmış hak iki çeÅŸit olup, birincisi Mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doÄŸan usuli kazanılmış haklardır. Bozma kararına uymuÅŸ olması halinde Mahkeme, bu uyma kararı ile baÄŸlı olup usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araÅŸtırma ve inceleme yapmak zorundadır ( 04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YÄ°BK).

​

Usuli kazanılmış hak yukarıda belirtildiÄŸi üzere açık bir kanun hükmüyle düzenlenmemiÅŸ olsa da önemli ve temel bir hukuk ilkesidir. Ancak usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmaktadır. Geriye etkili kanun deÄŸiÅŸikliÄŸi, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleÅŸtirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YÄ°BK), hak düÅŸürücü süre, kamu düzeni gibi hususlar kazanılmış hak kuralının istisnalarındandır. Bu durumda usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doÄŸurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul iÅŸlemi ile taraflardan biri lehine doÄŸmuÅŸ uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.). Zira usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı Ä°çtihadı BirleÅŸtirme Kararı).  

​

Bu anlatımlar ışığında somut olay deÄŸerlendirildiÄŸinde; mahkemece 31.10.2014 tarihinde verilen ilk kararın Dairemizin 17.03.2015 tarihli ilamı ile bozulduÄŸu, bozma ilamına uyulmak suretiyle mahkemece tahkikata dair iÅŸlemler tesis edildiÄŸi, bu doÄŸrultuda davacı vekilinin talebini 08.02.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile artırdığı ve mahkemece ıslaha itibar edilerek karar verildiÄŸi, söz konusu kararın Dairemizin 27.11.2018 günlü ve 2018/3530 esas, 2018/4718 karar sayılı ilamının 2. bendi ile davalının temyiz itirazları yönünden bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile davalı yararına bozulduÄŸu anlaşılmaktadır.

Ne var ki 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile deÄŸiÅŸen 6100 sayılı HMK’nın 177/2 maddesi ile Yargıtay’ın bozma kararından sonra tahkikata iliÅŸkin bir iÅŸlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılması mümkün hale getirilmiÅŸtir. Sonradan aynı hususta bir kanun çıkarılmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olduÄŸu, usule iliÅŸkin kanun deÄŸiÅŸikliÄŸinin geçmiÅŸe etkili olarak uygulanması gerektiÄŸi, mahkemece verilen nihai karardan sonra deÄŸiÅŸiklik yapılmış olsa dahi, bu deÄŸiÅŸikliÄŸin uygulanmasında zorunluluk bulunduÄŸu Yargıtay kararlarıyla açıklanmıştır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20.02.2008 gün, 2008/13-160 esas, 2008/147 karar). Açıklanan nedenlerle, mahkemece davacı vekilinin 08.02.2017 tarihli ıslahına deÄŸer verilerek hüküm tesis edilmesinin yerinde olduÄŸu bu defaki incelemeden anlaşılmakla, davacının bu bent kapsamındaki temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiÅŸtir.’’

whatsapp.png
bottom of page